Tekrar uyuttuk..Bakalım ne kadar yazabilcem, bi daha ne zaman ağlaman duyulacak?..
9.9.2006'da nişanlanmıştık sevgili babacığınla:) Tarihlere ya da sayılara takıntımız yok aslında ama öyle denk gelmişti işte...7.7.2007 ne peki diceksin:) Evet özellikle istedik o günü ama gerçekten takıntı şeklinde değildi. Önce okullar tatil olunca olsun düğün denildi -aile büyüklerince-, bu da haziran sonu oluyordu tabi, biz de madem öyle temmuzu bekleyelim dedik, temmuz ayını daha çok severim hazirandan, sonra da bi anda madem öyle 7si olsun dedik, öylesine...Şimdi düşünüyorum da iyi oldu, unutulmuyo işte :))
Aslında bugün güzel bir gün değil...Haberler iç sıkıcı, kötü, çok üzücü...Hep aklımda seni koruyabilecekmiyiz endişesi...İlk günler ne çok ağlardım bu yüzden, minicik, savunmasız bişey kollarımda, bakıp bakıp ağlardım sana biraz da lohusalık sendromuyla...Hepimiz Allah'a emanetiz işte özellikle de ülkemizde!!
.........
Miniğim nerde kalmıştık, ilk tatilin bitti ve 15 ağustosta (yaa baban doğumgünü doğumgünü direksiyon salladı!!) evimize geldik. Annanecin -gözlüklü teyze:))- kaldı mı yazlıkta, yani biz kaldık mı seninle başbaşa :) Dönüşte biraz daha büyümüş olduğun için heralde, gidişteki kadar zor değildi yolculuk hatta çok iyiydi. Dediğim gibi Güzelçamlı'yı çok sevdiğin belliydi her halinden. Eve geldiğimizde babanın kucağında gezinirken, etrafa bakarak dudaklarını büzüp büzüp ağlamandan bunu bir kez daha anladık. Karnın toktu, altın kuruydu, uykunu almıştın hatta bıcık bile yapmıştın ama sebepsiz yere ağlıyordun işte, hem de içli içli, dudaklarını büze büze...:) Canım benim seneye yine gidicez inşallah:)
Bugün itibariyle annaneler hala yazlıktalar, hergün babacığını işe yollayıp ana-oğul takılıyoruz :)
9. ayını doldurmana az bir zaman kala;
- Çok güleç yüzlü, mutlu, neşeli, kıpır kıpır (hareketli ve zor günler beni bekliyor:)) bir bebişsin, gündüzleri hiç bir sorun yok MAŞALLAH! Ancak akşam 21-22 gibi gece kabusları başlıyor maalesef! Evet uykun geliyo o saatlerde, altını temizleyip, mamanı yedirip (bu aralar muhallebi yedirmeyi başarabiliyorum o saatte... tok tutunca uyanmazmışsın ya gece güya!), bol su içirip (çok seviyorsun), hatta yine bu aralar "pijama"larını giydirip uyku moduna sokuyorum seni, daha doğrusu sen o moda girmiş oluyosun zaten, ben de sana "tamam bebeğim artık hazırsın, seni uyutucam" mesajı veriyorum kendimce... Ama ne oluyosa ve neden böyle oluyosa, gündüzleri uykun gelince diretmeden uyuyan sen, geceleri gözünden uyku aksa da, deli gibi uykun gelse de, kafanı kaldıramasan da bi türlü uykuya dalamıyorsun! Her türlü yöntemi denedik, en iyisi "geleneksel battaniyeyle sallama yöntemi" maalesef... hiç istemesem de! Hadi uyuttuk diyelim yatağa koyma aşamasında daha yatağının üzerine getirirken (nasıl bir hissiyat varsa artık!) başlıyorsun kıpırdanmaya, hadiii tekrar salla, tekrar yatağa yatırsak mıı, yok anladı, tekrar salla, bi daha deneyelim daldı gibi, yok yine tam dalmamış, hadi sallayalım... Bu böyle defalarca sürüyo artık. Benim eller dayanmıyo bu arada maalesef, ama artık buna da alışıyorum gibi...Bazen ilk seferde ayakta sallama yöntemiyle uyuyorsun, bu gece de böyle oldu, çok rahat uykuya daldın, aldım seni yerine yatırdım, sorunsuzca uyudun...1 saat! Bir de böyle bir alışkanlık kazandın, gece uykuna ilk dalmandan tam 1 saat sonra (hiç aksatmıyosun) ağlamayla uyanıyosun diyemicem... ağlıyosun evet ama gözünü açmadan ve nasıl bir ağlayış hani bırakın ağlasın, yatağında uykuya dalmaya alışsın diyenler acaba bu çeşit bir ağlamadan mı bahsediyolar, çünkü bıraksak ya boğazın yırtılır ya nefessiz kalırsın ya da fıtık olursun heralde! (oyy ben kıyamam zaten kuzuma, babası hele hiç!) Böyle bir durumda yine battaniye yetişiyo imdadımıza ama bkz. yukarıdaki şekilde öyle hemen uyumak var mııı!!! İşte bu yazının başında da yine böyle bir durum yaşandı:) İlerleyen saatlerde bi kaç ihtimal var... Ya uyanıyorsun (uyanmaktan kasıt: gözler kapalı, uyur vaziyette avazın çıktığı kadar bağırarak ağlamak:), su içirip, pışpışlayarak tekrar uyutuyorum, hem de yatağında (bu çok nadir tabi); ya uyanıyorsun su içirip, ayağımda sallayarak uyutuyorum (arada bi oluyo); ya da uyanıyorsun su içirip, battaniyeeeee!! (çoğunlukla) Sonuç olarak tabiki ya uyanıyorsun ya uyanıyorsun! Sayısı en iyi ihtimal 1-2, ya da her saat başı ki bu da yaklaşık gece 1odan sabah 6ya kadar 8 kez falan oluyo :))) Olsun (zaten hep oluyo ya!) senin canın sağolsun, sağlıklı sıhhatli ol yeterki bitanemiz, biriciğimiz :) Bu arada bir kaç hafta öncesine kadar mama da verirdim geceleri, baktım bi ara yapıyorum yapıyorum sen almıyosun, fırsat bu fırsat ben de kestim, zaten pek istemediğim bişey geceleri beslemek. Suyu da vermiyim diyorum ama onun biraz daha zamanı var heralde, şimdilik onu içmezsen yine çok ağlıyorsun, dayanamıyoruz:( uyku problemin böyle işte (çok mu şikayet ettim oğluşum ama hep diyoruz sen bi büyü bunların hesabını sana sorcaz diye:))) Bak şimdi bişey daha geldi aklıma; daha iyi olduğun zamanlar da vardı aslında... Emzirirken...Geceleri ağlamazdın bile, ık-mık ederdin, ben hemen fırlardım zaten, alırdım seni emzirirdim, uyurdun hala, yerine koyardım, uykuya devam ederdin... Ne güzel gecelermiş meğer:) Biz o zamanlar, bu uyanmalar bile kalmayacak, zamanla deliksiz uyucak diye beklerken, gece uykuları -uykusuzlukları ya da- gittikçe daha kötüleşiyo valla! Gaz dedik, o zaten geçmediği gibi bir de diş çıktı, dişler zaten hiç bitmez ve sonuç uykular bölünürrr:)) Benim derdim bölünen uykular da değil, o acı acı ağlamana yanıyorum ben bitanecikim.. Yine uyan tamam ama mamaysa mama, suysa su, sallamaysa sallama-pışpışlama neyse ne, yapalım, uyu yine ama niçin öyle bi yerin acıyomuş gibi ağlıyosun:( acımıyo onu da biliyoruz doktor kontrollerin iyi, dediğim gibi geceler dışında acayip güleç bi bebeksin... Neyse...Artık yaşından sonra düzelir diye de umutlanmıyoruz, kabullendik, kafadan 2 yaşına yok yok hatta 3 yaşına kadar kesin böyle devam edecek...Ama o kadar tatlısın ki bir gülüşün herşeye bedel, sen herşeye bedelsin, çok seviyoruz seni, canımızsın..
- Bir de beslenme sorunun var kii, onu da bir blogta okuduğum (yeni ve acemi bir blog yazarıyım link falan veremiyorum maalesef) ve 2 gündür uyguladığım yöntemle sanırım halledicem gibi...ne kadar iyimserim:) neyse bundan sonra bahsederim, bakalım başarılı olabilecekmiyim. Ama şunu söyleyebilirim ki (yoksa bunları okuduğun zaman da iştahsız bir çocuk mu olcaksın :(( ) yemeyen bebek çok çok zor... Neden anneciğini üzüyosun bebeğim, biliyormusun sen yemeyince ben ağlıyorum neyi çözebileceksem ağlamayla ama öyle işte, sen bi lokma yiyince de dünyalar benim oluyo, karnım açlıktan zil çalsa hatta su içmeye fırsat bulamamış olsam bile... Gerçekten de 2 gün öncesine kadar ağlamaklı bi haldeydim, bu yöntemle yüzüme şirin bir gülümseme kondurmak zorundaymışım, yemesen, yaptıklarım çöpe gitse bile :)) (Bak yine güldüm) Tabi bu yöntemi annanene anlatmak ve ben işe başlayınca da onun devam etmesi gerek...
- Alltta 2, üstte 4 olmak üzere toplamda 6 dişin var. Yeniler de geliyo bi yandan belli ki...Kimbilir nasıl bir acı çektiğin, masajla, jelle, kaşıyıcılarla yardımcı olmaya çalışıyoruz işte bebeğim...
- Henüz emeklemiyosun, bi aralar bi çaban vardı, ne aralardı acaba, bu aralar çaba da kalmadı döne döne hallediyosun işini ;)
- Geveze bişi oldun, ama-ama-ama, mama-mama-mama, baba-baba-baba, da-da-da, de-de-de, annnnnneeeee (valla diyosun işte:) ilk aklıma gelenler, sonra çığlık atıyosun bol bol, öksürüyosun :) (galiba beni taklit ediyosun, nerdeyse iki haftadır geçmek bilmeyen bi öksürüğe sahibim de!) Şimdilik bunlar geliyo aklıma...
- Kabızlık sorunun var mesela bu aralar...Neden oluyo çözmeye çalışıyorum, bi bulsam oğluşumu kabız yapan şeyi! Doğal yöntemlerle geçirmeye çalşıyorum bakalım şimdilik, muzdur, elmadır, şeftalidir kestim, son kayısıları yedirdim artık kayısı da geçti bitti tabi mevsim dolayısıyla, kayısı hoşafına geçicem, armuta devam, çorbana zeytinyağı ekliyorum bolca (ama tabi çorbayı yemeyince boşa gidiyo:) Netice de uğraşıyorum işte annelik kolay değil:)
- Saçlarını 2. kez kestim! :)) İlk annanenle beraber yanlardan kulaklarının, önden de gözlerinin içine giren, kanımızca seni rahatsız eden saçlarını kısaltmıştık ucundan :) Sonra birazcık pişman da olmuştuk... Anne saçı denilen bi yandan da dökülen o saçların gel gör ki yine uzadı, ben de sen uyurken ucundan değil artık baya baya kısa kestim ama çok şahane oldu bence bu sefer;) Yeni ve eski saçların daha bütünleşmiş duruyo birbiriyle...
- Oyuncakların var ama onların dışında her türlü enterasan, aklımıza gelmicek şeyler ilgini çekiyo...Ben de örneğin mutfaktayken sana uygun bişey veriyorum (tahta kaşık, tel çırpıcı, süzgeç vs. :)) Sonra onları yerden topluyorum o ayrıı... Bizim küçük beyefendi mama sandalyesinde önce onları tepsiye vurup çıkan sesi-gürültüyü- dinledikten sonra onları aşağıya atmaya, peşlerinden böyle aşağı sarkarak bakmaya ve çıkardıkları sesi dinlemeye bayılıyo...Dergileri parçalamaya da bayılıyo bu aralar bu beyefendicik, yerler dergi sayfalarıyla dolu :(( Nerde benim tertip, düzen merakım, derli toplu ev durumlarım...ve biliyorum ki daha yolun başı bunlar:)
Yolun başındayım yani bakalım neler görcem seninle... Bu yazının da sonu olsun bu satırlar. Annecik gitsin yatsın, belki biraz uyur bile sen uyandırana kadar :)
2 yorum:
Sedaaaa oy oy Allah kolay versin. Kelin ilacı olsa başına sürer. Mert 2.5 yaşında geceleri uyanmaLARI devam ediyor. Sabaha kadar uyuduğunu bilmem yani. Yemeği falan da takmamayı öğreneceksin. Sen pişiriyorsun o yamiyo sen döküyosun psikolojin bozuluyor. Rahat ol, relax yani. Kontrolleri normal olsun, sağlıklı olsun da zayıf olsun bence önemli değil. Şunu söyliyim. Beyin gelişimi için çorbalarına bir parça tereyağı eklemeyi unutma. Hatta biraz kıyma da iyi olur. Kıymayı buzlukta küçük parçalar şeklinde donduruyorum. Mert in çorbalarına atıyorum. Benden bu kadar. Tüm yazını okudum. Alışacaksın zamanla. Bence çok iyi gidiyorsunuz. Öptük sizi.
Dediğim gibi ben ümidi kestim, bence en az 3 yaşına kadar kesintisiz uyku yok bize:)hep niye anneler çocuklarına zorla bişey yedirirler ki diye kızardım önceden:) öyle olmuyomuş işte bi lokmacık bile yesin diye yapmadığım şaklabanlık kalmıyo...ama vazgeçicem inşallah bu huyumdan, bakalımm..çorbalarına kıyma da koyuyorum ama herzaman içiremiyorum ki! beyefendinin günü gününe uymuyo:) tereyağı da ekliyim bizim doktor da ben de zeytinyağcıyız anlaşılan:) of zormuş yani, Allah sana kolaylık versin, 2. bebişi düşünenlere ayrı bi saygı duyuyorum valla bu aralar, çok iyi yapmışsın yaşları da yakın olcak ne güzel..
Yorum Gönder