Kaan&Zeynep

annecikten küçük bir hatıra olsun...

Lilypie Kids Birthday tickers
Lilypie First Birthday tickers

4 Aralık 2012 Salı

Kabak tadı

Sabah pek bir sevinçliydim aslında. İlk karı da görmüştük. Yeni yıl da geliyordu. Geçen sene o kadar sıkılmama rağmen kardan, nasıl bir özlem duyuyorum nedense! Dışarda lapa lapa kar yağsın, ablacığım hazırlasın mis gibi tarçın kokulu sıcak şarabımızı... Evin çevresi de kar yağınca muhteşem oluyor, dışarı çıkalım yine 'mükremin abi' formatlı kardan adamımızı yapalım... gibi hisler içerisindeydim...
Ama maalesef sadece gri bir hava ve anlamsız soğuk içimi kararttı, beni de sevimsiz yaptı sağolsun.

İşyerinde bugün yasaklı siteler açık olunca bloglara takıldım, içim biraz daha şişti anne-çocuk mevzuularından. Çocuk yetiştirmek, doğru bir şekilde yetiştirmek çok zor tabiki. Fazla takılmak, öyle mi böyle mi yapsam diye kafa yormak ve bu kafayı fazlaca yorunca da hata yapmak kaçınılmaz. Hiç bilmesen daha çok hata yaparsın orası da gerçek. Neticede içinden ne nasıl geliyorsa öyle yapmak, kendi doğrularını bulmak daha doğrusu kendi çocuğunun doğrusunu, onun istediği davranış biçimini ona yansıtmak sanki daha doğru gibi. Ha ben de bunu yapabiliyormuyum! Yapıyorum çoğu zaman, benimsediğim yöntem bu:) Ama her zaman mümkün olamayabiliyor. Genelde sessiz-sakin (bu kalıp hiç değişmez!) bir insan olarak nitelenen ben evde bazen canavar anneye dönüşebiliyorum. Vallahi! Kimse inanmıyor bana ama kocam bizzat şahit olduğundan o da benim bazı insanlarca sakin olarak nitelendirilmeme hayretler içinde bakıyor olabilir:) Aynı şekilde o eski halimden evde eser yok, en çok konuşan (bu vıdı vıdı etmek mi yoksa!?) yine benim hihih:) Nereden geldim buralara! Aslında bir ara çok takılmıştım Kaan'a sürekli sesini yükselten, dır dır eden anne oluyorum diye çok telaşlanmıştım. En sevmediğim, olmayacağım dediğim anne modeline mi dönüşüyorum derken, bir silkelendim! Bu aralar daha bir duruldum neyseki -kendi kendimi telkin yöntemimle yine- Arada pek tabiki bağırmalar, çığırmalar, söylenmeler oluyor yine ama daha az. Ee insanız herşey bize özel:) Evet nerden geldim ki bu konuya? İşte o kadar yazı okursan annelikle ilgili, yine kendi anneliğini sorgularken bulursun kendini!

Aralık ayını seviyorum, önceden pek bir anlamı olmazdı yılın son ayı olmasının dışında, Şimdi oğlumun doğduğu ay olduğundan en sevdiğim ay kendisi. Minik adam 4 olacak! Şu andaki kıvamı oldukça iyi kendisinin:) Biraz daha törpülenmesi gereken yönleri var sadece. O da bu yaşta olacak, inanıyorum. Daha akıllı, söz dinleyen, mantıklı bir çocuk olacağını düşünüyorum bu yaşta. Olmasa ne olur, niye çocukları kafamızdaki kalıplara uydurmaya çalışıyoruz, bilmiyorum. Kendi rahatımız için mi? Söz dinlemese, benim doğru mu değil de kendi istediğini yapsa daha özgüvenli çocuk olmaz mı? Aslında özgür bırakmaya da çalışıyorum, kuralları öğretmeye de -belli ölçülerde- Hadi bakalım ben bugün bu düşüncelerden uzaklaşmak için ne yapmalıyım acaba?

Blogdan da sıkılıyorum bazen... Bu sadece oğlum için yaptığım bir blog. Nasıl günlük tutardık eskiden, yani ben tutardım:) onun gibi... Yazarım, sonra da kitap olarak bastırırım, oğluma veririm bir zaman diye düşünüyorum. Bakalım anne sen naaptın yaa diye gülerse kendi bilir:) Amaan ne bileyim bazen de ne böyle yok uykusu, yok yemesi içmesi şimdilerde kreşi yaz yaz nereye kadar diye bir hava geldi bana. Sanki çok da yazabiliyormuşum gibi! Ondan demiştim kabak tadı diye. Sonra başka şeyler yazarken buldum kendimi. Neyse sustum:) Geçer heralde yakında...

6 yorum:

Kuzununannesi dedi ki...

canımmmm bazen olur oyle blogunu ıhmal etme senın dunyan keyfın burası ve bız okumayı sevyıroz sen ıstedıgın surece..kabak tadıda guzeldr hem :)

anne kaleminden dedi ki...

canım senden haberler almak beni mutlu ediyor, yazdığın ikilemleri ben de çoklukla hissediyorum. malesef ben de kendimi bazen bağırıp çağırırken buluyorum ama napalım insanız gerçeğiz doğalız :) aralık ayının yeni yılın ve 4 yaşın size mutluluk getirmesini diliyorum :)

Tuğra'nın Annesi Emine dedi ki...

Geçer geçer :)) Dönem dönem herkeste oluyor. Bende de hiç yazma isteği yok bu aralar. Yorgunluktan yatağın yolunu zor buluyorken bloga vakit ayıramam diyorum. Sonra da birden gaza gelip yazıyorum ara ara ama 2013 de bizim blog aktif olurmu bilinmez :))
Ben artık ne oğlumu ne de kendimi sorguluyorum. Herşeyi oluruna bıraktım. Nasıl olsa herşeye rağmn hayat devam ediyor. Kötü şeyler olmasın yeterki :))

Seda dedi ki...

:))) ihmal etmeyi ben de istemiyorum hatta daha farkli seyler istesem de olmuyor iste kosusturmaktan...Cok sagol, operim

Seda dedi ki...

Sagol Nihancim, hepimize insallah. Tabiki her anne bunlari yasiyordur mutlaka, dogru soyluyorsun. Cok optum canim

Seda dedi ki...

Ay evet Emine daha once de boyle hislere kapildigim olmustu, bu da gecer :) Sen en iyisini yapiyorsun aslinda oluruna birakmakla. 2013te blogunun en aktif yili olmasini dilerim ben de:)